Bir kitapta denk gelmiştim, eğitim sistemi üzerine gerçekten bakış açımı değiştirmişti, öyle ki bu öğrendiklerimi çevremde duymayan kalmamıştı… Peki ne mi öğrenmiştim, ilk olarak sınıflarda ki öğrenci profilleri üzerine bir inceleme vardı, mesela her sınıfta olur, güçlü öğrenciler olur bir de zayıf öğrenciler, diyorlar ki her sınıfta her öğrenci tipinden mutlaka bir kaç tane olsun, güçlü ise tek olmasın bir tane daha olsun ki denge sağlansın, ezik zayıf karakterli ise ondan da bir kaç tane olsun ki, çektiği sıkıntıların aynısı yaşayan birileri olduğu için sürekli kendisine kızmasın yada psikolojik olarak çökmesin, yaşadıklarını bir başkasıda yaşadığı için daha kolay atlatsın.
Sonra sınıf mevcudunun aza indirilmesi ile eğitim kalitesinin artması üzerine görüşler vardı, burada şu bakış açısı önemli, öğrenciyi eğitim yolunda diğer arkadaşlarıyla birlikte öğretmeninden bir şeyler öğrenmeye istekli birer nefer değil de, öğretmeninin ilgisini çalmaya çalışan birer rakip olarak görmekten uzaklaşmalıyız. Hani hep derler ya işte sınıflar 20 kişi olsa öğretmen o 20 kişi ile daha fazla ilgilenir eğitim seviyesi artar. Bu önermeye şöyle karşılık veriyorlar, diyorlar ki günlük bakman gereken kişi sayısı 30 olsun, ama bu Cuma günü yani haftanın son mesai günü 30 kişi değil de 20 kişi geldi, acaba sen bu 20 kişiyi hemencecik bitirip eve erken mi gidersin, yoksa her biriyle normalden daha fazla ilgilenerek tam vaktin de mi çıkarsın. Dürüst olmak gerekirse çok çok büyük kısmımız işi erkenden bitirip eve gideriz. İşte mantık ta bu.
Yukarıda bahsettiklerim tartışılır doğrusu vardır yanlışı vardır, lakin bir gerçekte var. Malum internet çağında insanların düşüncelerini özgürce söyleyebildiği platformlar var bunlardan biri de sözlük formatında olan yerler. Birisi bir başlık açar ve isteyen istediğini yazar, bu tip ortamlarda genellikle okulların kapandığı günlerde hep bir başlık popüler olur, öğetmenler uzun yaz tatilleri. Çok bilmiyorum ama sanırım öğretmenlik haricinde o kadar uzun tatile sahip hiç bir meslek dalı yok. Peki bu olayı neden anlatıyorum şundan… Birazdan söyleyeceklerimi belki yüzlerce kişi de söylemiştir, ama bende dile getireceğim, eğer bizler eğitim kalitemizi arttırmak istiyorsak o zaman kaliteli öğretmenlerimiz olmalı. Mesela Doğu Çınarı cinsine sahip ağaçlar vardır, 700 yıllık, bu ağaçların öyle bir dalları kolları vardır ki her biri normal bir ağaç kalınlığında, şimdi ben derim ki, eğer bizim de öğretmenlerimiz aynı bu çınar ağaçları gibi dolu dolu ( doludur yada değildir eleştirmiyorum, her meslek gurubunda iyi de vardır kötü de ) olursa, onların vereceği bilgilerle yeni nesil çok daha bilgili olacaktır.
Ben isterim ki öğretmenlerimiz sadece öğreteceği alandan ibaret olmasın, farklı alanlarda da kendisini yetiştirmiş olsun, çok farklı bakış açıları sunmuş olsun. Önümüzü aydınlatsın, peki bu nasıl mümkün olabilir, benim düşüncem öğretmenlerin okullar kapandıktan sonra tekrar öğrenciliğe dönmesi, farklı alanlarda dersler alması, sanat, edebiyat, sağlık, spor, kültür…. bu üç aylık dönemlerde aynı öğrenci gibi muamele görsünler hatta karne alsınlar, başarılı oldukları takdirde maaşlarına iyileştirme olarak yansısın.
Bazen öyle ortamlar vardır ki o ortamlarda yere düşenleri toplasanız yine de sizi ihya eder, işte öğretmenlerimiz de bu tarz bir eğitimden geçerlerse inanıyorum ki hem kendileri hem de öğrencileri çok daha iyi yetişmiş olacaklar.
Konu konuyu açıyor ama dile getirmem gereken ufak bir ayrıntı daha var, bir kitapçıda biraz zaman geçireyim derken elime bir kitap denk geldi, hani çocuklar için bilim kitapları olur ya, elime almamla abimin beni çağırması arasında sanırım bir 30 dakikalık zamanı kitabı okuyarak geçirmişim, öyle güzel öyle sürükleyiciydi ki, hatta bilmediğim bir çok şeyi öğreniyordum. Bunlardan biri de meşhur turnusol kağıdı. Kitap der ki kırmızı lahana yapraklarını kaynattığınızda bu kırmızı su ph ölçemeye yarıyor, bir nevi turnusol kağıdı. Şimdi konumuzla bağlarsam, ilkokulda turnusol kağıdı ile deneyler yapardık, ama şimdi bu bilgiyi öğrenince isterdim ki öğretmenimin bana bu kağıdı kendisinin yapması, lahana yapraklarını gözümüzün önünde kaynatması ve bize nasıl ph ölçümü yapılacağını göstermesi. Belli mi olur belki o zamanlar öğrenmiş olsam şimdi turnusol kağıdı işine girerdim…
Uzun lafın kısası eğer eğitim sistemimiz gelişecekse donanımlı öğretmenlere ihtiyaç vardır. Sadece öğretmen ile bitmeyecek aynı zamanda anlayışlı ve bilgili bir aile de gerekiyor. Ben umutsuz değilim, sadece bir an öncesi başlamımız taraftarıyım.
Umarım gelecek bizim olacaktır…